“…Sözleşmeden çıkıldı diye şimdi, sanılmasın ki sular durulacak, ol cenahta! Örneğin, Süresiz Nafaka Düzenlemesi bekleyen ‘nafaka mağduru erkekler’ var sırada! Sakalı kaptırmaya gör, kimseler öngöremez, işler nereye varır sonunda! Kafalarda kadınlara toplumsal yaşam alanlarını dar, yaşamı zehir etmek isteyen kadın düşmanlığı, niyetlerde şeriat özlemi olunca…”

MÜNEVVER ÖZGENÇ

Münevver Özgenç

Arkası gelecekti, geldi de bu yeltenmenin;

“Böyle büyük bir beklenti varken bigâne kalamayız”

Geçtiğimiz yaz ortasında işareti vermişti bay Numan.

“Nasıl imzalanmışsa, usulünü yerine getirerek öyle de çıkılır” diyerek.

Usulüne göre bile değil, tek bir imza ile çıkıldı İstanbul Sözleşmesi’nden.

Bir gece yarısı; sular uyurken!

Kadınlar çekilmek ne demek, etkin uygulansın derken!.

Dokuz yıl önce 2011 Mayısında, adı da bizden, ilk imza da diyerek Uluslararası arenada pek kostaklanılan,

Diğer yandan, kadını asla erkekle bir görmeyen gerici- yobaz zihniyete korku salan:

“Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi”

Nam-ı diğer İstanbul Sözleşmesi!

Kadına yönelik ayrımcılıktan kaynaklı Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinden doğan her türlü erkek şiddetine, kadın cinayetlerine, şüpheli ölümlere karşı.

Sırf geçtiğimiz yılda 300 kadının erkekler tarafından öldürülüp, 171’inin şüpheli bir şekilde ölü bulunduğu,

Bu yıl ise, ilk 65 gününde 67  kadın cinayetinin yaşandığı ülkemizde!.

Hayatta kalmak için kadınların tek güvencesi!.

Bu sözleşme imzalandığında 2011 Mayısında, adı bile yetmişti o yıl kadın cinayetlerinin sayısını azaltmaya aslında.

Sözleşmenin hedefi, şiddetin çıkmaya cesaret bulamayacağı bir toplum yaratma. Başka bir deyişle bataklığı kaynağında kurutma!

Bunun için öncelikle, şiddetin kaynağı Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini bütün topluma yayma.

Peşi sıra etkin, aktif koruma! (sözleşmeden kaynaklı 6284 sayılı yasa’nın tam olarak uygulanması)

Etkin kovuşturma- etkin yargılama- adaleti sağlama!

Ve bütün bunların üstüne bir de pekiştirme: Kadınları geleceğe dönük, her alanda güçlendirme!

Gel gör ki, tam olarak uygulamaya geçilemeden daha hiç bir unsurda;

Birileri kalksın demiş, birileri bastırmış, birileri oy vermem demiş bir daha!

‘Kutsal Aile’ zarar görecekmiş  güya.

Kadın şiddetten kurtulunca, eşit olunca, hayatta kalınca!

Biri de yerine getirmiş; öylesine çekincesiz, kolayca!

Ve kadınlar buyurdu ki dört bir yanda: “ O Sözleşme geri gelecek!

Sözleşmeden çıkıldı diye şimdi, sanılmasın ki sular durulacak, ol cenahta!

Örneğin, Süresiz Nafaka Düzenlemesi bekleyen ‘nafaka mağduru erkekler’ var sırada!

Sakalı kaptırmaya gör, kimseler öngöremez, işler nereye varır sonunda!.

Kafalarda kadınlara toplumsal yaşam alanlarını dar, yaşamı zehir etmek isteyen kadın düşmanlığı, niyetlerde şeriat özlemi olunca.

Afganistan göz önünde:

Son olarak 12 yaşından büyük kızların okul etkinliklerinde başkalarının önünde şarkı söylemesi yasaklandı daha beş-on gün önce, hükümet eliyle.

Şu var ki:

Karanlığın, zulmün, baskının arttığı yerde

Doğanın takvimi işliyor hiç şaşmadan, her şeye rağmen..

Kadınların gündemi de ilerleyecek elbet; insanlık yönünde; özgür- eşit, gönençli günlere doğru.

Kutlu olsun doğanın dirilişinin muştucusu

21 Mart Nevruz Bayramı.

Aydınlığa, Barışa, Berekete doğsun tüm baharlar…